Koşul; Conflict, development pressures, and global climate change threaten this historic site.
Namık Kemal Meydanı’nın batısındaki yapı, Venedik Sarayı adıyla bilinen eserdir. Kentin çehresini oluşturan yapılarda olduğu gibi, burası da 13. yüzyılın başında hüküm sürmüş Lüzinyan hanedanına bağlanmaktadır. Kral II.Henry bu yapıların kurucusu sayılmaktadır. Üstünün tahta yapılı olduğu, Osmanlı kuşatmasında zarar gördüğü, depremlerde çatısının ve kuzey duvarının çöktüğü anlaşılmaktadır. Batısına bitişik şapel, koridor duvarları ve kabartmalı çerçeveleri bulunan pencereleri sağlamdır. Batısındaki kapalı bir mekan sağlam olup, Eski Eserler Dairesi deposu olarak kullanılmaktadır. Buğday Camii ile karşılıklı olan bu mekanın da batısında bugün otopark olarak kullanılan bir açıklık bulunmaktadır. Venedik döneminde elden geçirilip Palazzo del Provveditore adını alan yapı, zamanın komutanlarına konut olmuştur. Doğuya bakan cephesindeki üç kemerin ortasında zamanın komutanı Kaptan Giovanni Renier’e ait hanedan arması durmaktadır. Bu kemerler Venedik stilinde olup aralarındaki granit sütunların Salamis’ten getirildiği yazılmaktadır. İdari bina olarak kullanıldığı dönemlerde yapının iki katlı olduğu, askeri amaçların ağır bastığı Venedik döneminde talimhane, hapishane işlevi de gördüğü bilinmektedir. Ortasında sarnıç, güney duvarında Namık Kemal Zindanı ve Müzesi ile Eski Eserler ve Müzeler Dairesi müdürlüğü olan yapının kuzeyinde Fransisken Kilisesi yer almaktadır. Avlusunda Osmanlı kuşatmasında kullanılmış top, demir ve taş gülleler sergilenmekte, kapıya yakın yerde Venüs Lahiti bulunmaktadır. Önünde çeşitli sosyal etkinlikler yapılmakta olan Sarayın giriş duvarları geceleri aydınlatılmaktadır.